Ağva - Şile
21 Şubat'ta Traveling Cooking Dancing'in şanına yakışır bir road trip gerçekleştirdik. Selin ve Natali'yle birlikte Ağva'ya doğru şöyle bir uzandık, Yeşilvadi ve Şile molalarımızla birlikte bu kısa haftasonu turunu taçlandırıp şehr-i İstanbul'a geri döndük.
Bu şehir gerçekten sürprizlerle dolu. O yüzden "Nereye gidersem gideyim İstanbul benim yuvam." diyenlere gönülden hak veriyorum. Gemiye atladığınız gibi adalara gidebiliyor, kendinizi başka bir dünyada buluveriyor, veya kısacık bir yolculuktan sonra Karadeniz'in eşsiz deli sakinliğinde kendinizle bir olabiliyorsunuz. İster tek başınıza, isterse dostlarınızla olun, Türkiye'de İstanbul'da olduğu kadar yapacak çok şey, görecek çok yer var.
Ağva Latince'de iki dere arasına kurulmuş köy anlamına geliyor. Göksu ve Yeşilçay dereleri buradan geçip Karadeniz'e dökülüyor. Biz Göksu nehrinin kıyısındaki Tranquilla'da kalmayı tercih ettik. Hava soğuk olduğu için civarda fazla bir aktivite şansımız olmadı. Gün içinde Ağva feneri, sahil ve civarındaki küçük alışveriş dükkanları, cafe ve restoranlar bu sezonda tek etkinlik alanı, bahar ayları ve daha sıcak havalarda ise Ağva daha canlı. Burayı özel kılan ise, ilham verici huzuru ve size sunduğu doğayla bir olma fırsatı. Kış aylarının da en can alıcı noktası, çıtır çıtır yanan şömineler ve sobalar elbette.
Giderken Şile yolu üzerinde Ela Cafe'ye uğradık. Gülay Abla'nın Yeri olarak da bilinen bu mekan, motorcuların uğrak noktası. Ayrıca Gülay Abla'nın İstanbul'un bir ucundan gelen daimi müşterileri var. Gözlemesi, kahvaltısı, mantısı bu kadar meşhur olunca, bu keyfe kesinlikle değeceğini gittiğinizde göreceğinize, ve bizim gibi düşüneceğinize eminim. Buraya gelmemizden bir gün önce, Gülay Abla'nın eşinin yapımını henüz bitirdiği balkon locasının ilk deneyenleri de biz olduk. Kahvelerimizle birlikte yanımıza gelen ablamızla birlikte Rize'den gelen doğal fındıkları ayıklayarak daha sonra meşhur fındıklı kurabiyesini birlikte yaparak küçük bir sohbet gerçekleştirdik. Yurdum insanının sıcakkanlılığı ve aydınlığı karşısında içimizde yeşeren umut filizlerimizi de yanımıza alarak yolumuza devam ettik.
Dönüş yolunda ise Şile sahil, gidilebilecek yerler arasında. Sahile bakan yamacın üzerindeki restoranlar, duruşlarına hayret ederek yemek yiyeceğiniz küçük tatlı alternatifler arasında. Şile bezi alışverişi için de alışveriş yapma imkanı bulunuyor.
Konaklama yapacağınız zaman yanınıza mini oyunlar ve atıştırmalıklar almanızda fayda var. Böylece kışın aktivite bakımından diğer aylara nazaran daha az aktivite olduğundan, akşam sohbetlerinize eşlik edecek bir oyalanma fırsatı bulabilirsiniz.
Bu tarz bir mini yolculuğu can dostlarımla yaptığım için çok mutluyum. Sohbet konularımız bende saklı elbette, fakat İstanbul'u geride bırakıp, birikimimizi Ağva'nın doğasına akıttığımız kesin.
Benim gibi küçük mutluluklarınız paylaşarak büyük anılara dönüşebiliyorsa ve bu anılar dostlarla pekişebiliyorsa, zenginliğinizden şüphe etmeyin. Çünkü eşi benzeri bulunmayan bir hazineye sahipsiniz demektir.
Sevgilerimle
Nadin Nerjan
Bu şehir gerçekten sürprizlerle dolu. O yüzden "Nereye gidersem gideyim İstanbul benim yuvam." diyenlere gönülden hak veriyorum. Gemiye atladığınız gibi adalara gidebiliyor, kendinizi başka bir dünyada buluveriyor, veya kısacık bir yolculuktan sonra Karadeniz'in eşsiz deli sakinliğinde kendinizle bir olabiliyorsunuz. İster tek başınıza, isterse dostlarınızla olun, Türkiye'de İstanbul'da olduğu kadar yapacak çok şey, görecek çok yer var.
Ağva Latince'de iki dere arasına kurulmuş köy anlamına geliyor. Göksu ve Yeşilçay dereleri buradan geçip Karadeniz'e dökülüyor. Biz Göksu nehrinin kıyısındaki Tranquilla'da kalmayı tercih ettik. Hava soğuk olduğu için civarda fazla bir aktivite şansımız olmadı. Gün içinde Ağva feneri, sahil ve civarındaki küçük alışveriş dükkanları, cafe ve restoranlar bu sezonda tek etkinlik alanı, bahar ayları ve daha sıcak havalarda ise Ağva daha canlı. Burayı özel kılan ise, ilham verici huzuru ve size sunduğu doğayla bir olma fırsatı. Kış aylarının da en can alıcı noktası, çıtır çıtır yanan şömineler ve sobalar elbette.
Giderken Şile yolu üzerinde Ela Cafe'ye uğradık. Gülay Abla'nın Yeri olarak da bilinen bu mekan, motorcuların uğrak noktası. Ayrıca Gülay Abla'nın İstanbul'un bir ucundan gelen daimi müşterileri var. Gözlemesi, kahvaltısı, mantısı bu kadar meşhur olunca, bu keyfe kesinlikle değeceğini gittiğinizde göreceğinize, ve bizim gibi düşüneceğinize eminim. Buraya gelmemizden bir gün önce, Gülay Abla'nın eşinin yapımını henüz bitirdiği balkon locasının ilk deneyenleri de biz olduk. Kahvelerimizle birlikte yanımıza gelen ablamızla birlikte Rize'den gelen doğal fındıkları ayıklayarak daha sonra meşhur fındıklı kurabiyesini birlikte yaparak küçük bir sohbet gerçekleştirdik. Yurdum insanının sıcakkanlılığı ve aydınlığı karşısında içimizde yeşeren umut filizlerimizi de yanımıza alarak yolumuza devam ettik.
Dönüş yolunda ise Şile sahil, gidilebilecek yerler arasında. Sahile bakan yamacın üzerindeki restoranlar, duruşlarına hayret ederek yemek yiyeceğiniz küçük tatlı alternatifler arasında. Şile bezi alışverişi için de alışveriş yapma imkanı bulunuyor.
Konaklama yapacağınız zaman yanınıza mini oyunlar ve atıştırmalıklar almanızda fayda var. Böylece kışın aktivite bakımından diğer aylara nazaran daha az aktivite olduğundan, akşam sohbetlerinize eşlik edecek bir oyalanma fırsatı bulabilirsiniz.
Bu tarz bir mini yolculuğu can dostlarımla yaptığım için çok mutluyum. Sohbet konularımız bende saklı elbette, fakat İstanbul'u geride bırakıp, birikimimizi Ağva'nın doğasına akıttığımız kesin.
Benim gibi küçük mutluluklarınız paylaşarak büyük anılara dönüşebiliyorsa ve bu anılar dostlarla pekişebiliyorsa, zenginliğinizden şüphe etmeyin. Çünkü eşi benzeri bulunmayan bir hazineye sahipsiniz demektir.
Sevgilerimle
Nadin Nerjan
Yorumlar
Yorum Gönder